ERKEN ERGENLİK
Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Can’ın Form
Sante Dergisi’nden Muhabir Funda Çatar ile yapılan
röportajından alınmıştır. Sorular ve Haber Başlığı
Gazeteci Muhabir Funda Çatar’a aittir.
ERGENLİK YAŞI 9, CİNSELLİK YAŞI 14’E DÜŞTÜ…
SORU -1 Son yıllarda ergenlik yaşının 9’a düştüğü
söyleniyor. Bu artışın altında yatan faktörler
nelerdir?
2000 yılının başından beri ergenlik yaşının
düştüğünü birçok hastada gözlemledik. Aslında bu
eğilim son 20–30 yılda gelişti, ancak ülkemizdeki
vaka sayısındaki artış son yıllarda en üst düzeye
ulaştı. Ergenlik normalde kızlarda 8–13, erkeklerde
9–14 yaşları arasında başlar. Bu alt sınırlar
ergenliğin ilk belirtilerinin açığa çıkma
yaşlarıdır. Örneğin kızlarda meme başının büyümesi
gibi. Ergenliğin tamamlanması 2 ile 6 yıl arasında
bir süreyi kapsar. Bu süreç aileden aileye ve
çocuktan çocuğa değişir. Ergenliğin başlaması ve
bitmesi ortalama 5 yıl sürer. Erken ergenlik çok
önemli hastalıkların habercisi olabilir. Erken
ergenliğe sebep olan en sık tıbbi nedenler:
1-
Beyin tümörleri,
2-
Yumurtalıklarda veya
böbrek üstü bezinde gelişen hormon salgılayan
tümörlerdir.
Beyin tümörleri hipofiz bezi dediğimiz beynin alt
ucundaki bezi harekete geçirip ergenliği
başlatabilir. Erkek çocuklarının testislerinden, kız
çocuklarının yumurtalıklarından gelişen hormon
salgılayan tümörler ergenliği erken başlatan
nedenler arasındadır. Konjenital adrenal hiperplazi
dediğimiz sendromda böbrek üstü bezinde hormon
sentezi ile görevli enzimlerde genetik bir defekt
vardır. Bu durum annesi babası akraba evliliği yapan
çocuklarda sık görülür ve erken ergenliğe girişe
neden olur. Böbrek üstü bezinde tümör veya ur
gelişimi de erken ergenliğe girişi tetikleyebilir.
Bu hastalıkların teşhisi bir pediatrik endokrinoloji
uzmanının muayenesi ve kanda cinsel hormonların
düzeyinin laboratuarda ölçümü ile konulur. Ancak bu
tür tetikleyici tümörler sık değildir ve erken
ergenliğe giren birçok çocukta tam bir neden tespit
edilemez. Prematüre bebekler ve doğum kilosu
normalden anlamlı olarak düşük olan bebekler erken
ergenliğe giriş için risk altındadırlar. Çocukluk
döneminde fazla kilo alan çocukların böbrek üstü
bezi aşırı faaliyete geçer ve koltuk altı
kıllaşmasını başlatır. Böbrek üstü bezi hipofiz
bezini etkileyerek kızlarda overlerin erkeklerde
testislerin çalışmasını başlatır. Bu durum erken
ergenliğe girilmesine neden olur. Bir bebek doğuştan
kilolu ise ve erken çocukluk çağını kilolu
geçiriyorsa ileride bir ergenlik sorunu çıkma
ihtimali fazla değildir. Ancak zayıf bir çocuğun
hızlı ve kısa sürede kilo alması erken ergenliği
başlatabilir.
Bazı erken ergenlik vakaları genetik faktörlere
bağlıdır. Geçmiş yıllara oranla çocuk beslenmesinin
değişmesi, proteinli gıda tüketiminin artması ve tüm
dünyada sosyoekonomik olarak zenginleşme, ergenlik
yaşını düşürmüştür. Bu konu ile ilgili en dramatik
örnek Japon genç kızlara aittir. Japonya’da 1955
yılında kızlar 16 yaşında ergenliğe giriyordu. 1995
yılında Japonya’da ergenlik yaşı 12’ye düşmüştür.
1955 yılında ortalama bir Japon vatandaşı yılda
sadece 5 kg süt tüketirken, 1995 yılında 60 kg
tüketmiştir. 1955 ve 1995 yılları
karşılaştırıldığında Japon kızların kilosu 11 kg
artmış, boyları 12 cm uzamıştır. Çocuklar ve gençler
tüm dünyada eskisinden daha uzun boylu ve daha obez
yetişiyorlar. Bu da ergenliğin erken başlamasına
sebep oluyor. Ergenliğe girmenin biyolojik alt
sınırı 9 yaştır. 9 yaşında veya daha önce ergenlik
belirtilerini gösteren çocuklar endokrinoloji
uzmanları tarafından tetkik edilmelidirler. Ancak
ergenlik yaşının düşmesini tamamen çocukların iyi
beslenmesine bağlayamayız. Çevresel faktörler, yani
yediğimiz yemekte, yaşadığımız ortamda,
kullandığımız eşyada vs bulunan hormon sistemini
bozucu (İngilizce tabiri ile endocrine-distrupting
chemicals) maddeler de erken ergenliğe girişten
sorumludurlar.
SORU 2: Çocukların erken yaşta ergenliğe girmesinde
hormonlu besinlerin etkisi var mı? Buna karşı nasıl
bir önlem almalı?
Endocrine-distrupting chemicals grubuna giren
kimyasallar ve hormonlar erken ergenliği
tetikleyebilirler. Endocrine-disrupting chemicals
yani hormon sistemini bozucu kimyasallar hormonlu
gıdaları, tarım ilaçlarını, DDT’yi ve plastik
sanayinde kullanılan ürünleri kapsar. Hormonlu
gıdalar insan sağlığını tehdit eden çağımızın gizli
vebasıdır. Bu gıdalardaki hormon oranı aslında çok
düşüktür. Bu yüzden normal kan verilen
laboratuarlarda bu gıdaların hormon düzeyi
ölçülemez. Ancak ileri derecede donanımlı ve kendini
bu işe adamış uzman laboratuarlar bu ölçümleri
yapabilirler. Hormonlu gıdalardaki hormon oranı çok
düşük olduğundan on-yirmi defa yemek ile hiç bir
sorun çıkmaz. Ancak bu gıdaların yıllar boyu
tüketilmesi ile düşük düzeydeki hormon zamanla
vücutta birikir. Vücudun neresinde birikir? Cevap:
Tabii ki yağ dokusunda. Bu yüzden fazla kilolu
çocuklar hormonlu gıdalardan daha fazla
etkilenirler. Özellikle tavuk eti, kırmızı et, süt,
süt ürünleri, çilek, domates gibi ürünler zan
altındadırlar. Hormonlu gıdaları analiz eden uzman
laboratuarlarımız olmadığından olayın ispatı günlük
hayatımızda imkânsızdır. Estrogen maddesi etlerdeki
yağ oranını, etin yumuşaklığını ve etin hacmini
arttırır. Et - tavuk yetiştirme çiftliklerinde
ekonomik karlılığı arttırmak için hormonlar
kullanılmaktadırlar. Ancak kullanılan bu hormonların
ve özellikle estrogen türevlerinin uzun vadede
çocuklar üzerine olumsuz etkisi vardır. Bu tip
hormonlar erkek çocuklarında memelerde büyüme
dediğimiz jinekomasti sorununa neden olurlar. Kız
çocuklarında ise memelerde gelişme, kilo artışı,
hızlı boy uzaması, irilik, erken adet görülmesi
sorunlarına yol açarlar. Hormonlu gıdalara bireysel
önlem almak zor bir işlemdir. Bu konu Tarım
Bakanlığı nezdinde yönetmelikler, denetleme ve
kurallara uymayanların cezalandırılması ve toplum
önünde sergilenmesi ile çözülür. Bireysel alınacak
önlem organik süt, organik yiyecek tüketmek, et
açısından güvenilir olmayan yerlerden alışveriş
yapmamaktır.
İnsan vücudunun dışarıdan alınan
kimyasalları tarafsız hale getirme kapasitesi
vardır. Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan
araştırmalarda biberon, saklama kapları, plastik
tabaklar gibi polikarbonat bileşiği içeren plastik
mamullerin erken ergenliğe yol açtığı ileri
sürülmüştür. Bu plastik kaplardaki kimyasallar
yiyeceklere bulaşmış ve buradan çocukların sindirim
sistemine geçmiştir. Bu polikarbonat türevi
kimyasallar vücutta estrogen benzeri etki göstererek
vücudun hormon dengesini bozarlar.
SORU 3: Ergenlik yaşının düşmesi kızlarda mı, yoksa
erkeklerde mi daha sık gözleniyor? Neden?
Ergenlik yaşının düşmesi kızlarda erkeklere oranla
daha fazla görülür. Doğumdan itibaren kız
çocuklarının büyüme hızı erkeklerden daha fazladır.
Erkek çocukları daha hareketli olduklarından daha
zayıftırlar. Yağ dokusu androgeni östrojene çeviren
ve hormonları birbirine dönüştüren enzimler içerir.
Kız çocukları daha fazla yağ dokusuna sahip
olduklarından vücutları daha fazla hormon depolama
yeteneğine sahiptir. Amerika Birleşik Devletlerinde
yapılan bir araştırmada 17.000 kız çocuğunda
ergenliğe giriş temposu ölçülmüştür. Sonuçlar
oldukça dikkat çekici ve moral bozucudur. 3
yaşındaki çocukların % 1’inde memelerde büyüme
ve/veya genital bölgede kıllanma başlangıcı tespit
edilmiştir. 8 yaşındaki kızların % 14’ünde ergenlik
belirtileri görülmüştür. Bu araştırma sonucunda
Amerikan kızlarında meme gelişiminin ortalama 9,9
yaşında; genital bölgede kıllanmanın 10,5 yaşında;
ilk âdetin 12,2 yaşında başladığı tespit edilmiştir.
Bu güncel çalışmada tespit edilen ergenliğe giriş
yaşı çocuk sağlığı ile ilgili pediatri kitaplarında
yazanlardan 6 ay daha önce bulunmuştur. Kitaplarda
yazan klasik bilgilere göre kız çocuklarının %1’i
erken ergenliğe girmektedir. Ancak en son
araştırmalar güncel rakamın % 14 olduğunu
gösteriyor.
SORU 4: Erken ergenliğe giren çocuklar, hangi yaşta
ne tür değişimler yaşıyorlar? (Örneğin göğüsler
artık dokuz yaşında büyümeye başlıyor, 10 yaşında
adet görülüyor vs… gibi detaylı yazarsanız
sevinirim) Değişimleri, birkaç yıl öncesiyle
kıyaslayabilirsek sevinirim…
Örneğin bana başvuran Didem (gerçek ismi değil) adlı
bir kız çocuğunda bu değişimler bir tiyatro
temsilini andırıyordu ve dramatik idi. 10 yaşındaki
bu kız çocuğu akşamları odasına girip Barbie
bebekleri ile oynayıp onları süslemek istiyordu.
Kronolojik yaşına uygun olarak 10 yaşındaki bir kız
çocuğunun beynine sahip olan Didem’in dış görüntüsü
ise çocuk doğurma yaşına gelmiş bir kadının ki ile
aynı idi. 8 yaşında memeleri sert ve ağrılı hale
gelip, büyümeye başlamıştı. 9 yaşında koltuk altı ve
pubik kıl dediğimiz cinsel bölge kılları gelişmişti.
10,8 yaşında ilk âdetini görmüştü. Boyu 161 cm,
ayakkabı numarası 36 idi. Çevresindekiler onun bir
genç kız gibi davranmasını bekliyordu ancak o hala
daha bebekleri ile oynamak istiyordu. Bu örnekte
verdiğim hastamda olduğu gibi erken ergenlik çağına
giren çocuklar tüm gelişim sürecini belli bir sıra
ile ancak olması gereken yaşlardan 2–3 yıl erken
geçirirler.
Son yıllarda bazı gazetelerde hormonların
orkestra şefi diye tiroit bezinden bahsedildiğini
görüyorum. Nükleer tıp uzmanlarının verdiği bu bilgi
yanlıştır. Hormonların orkestra şefi tiroit değil
hipofiz bezidir. Beyin ile ilişkili olan hipotalamus
bölgesinden salgılanan GnRH hormonu hipofizi
harekete geçirir. Hipofizden salgılanan LH hormonu
genç kızların yumurtalıklardan estrogen ve
progesteron salgısını başlatır. Yine hipofizden
salgılanan FSH överlere yumurtlamayı emreder.
Böylece ilk adet görülür. Bu arada boy büyümesi de
tamamlanır. Kızlarda ergenliğin ilk belirtilerinden
biri kemik gelişimi ve boy büyümesidir. Sekonder
seks karakterleri anlamında ergenliğin ilk belirtisi
meme büyümesidir. 10’lu yaşlarda koltuk altında
kıllanma ve pubik kıllanma başlar. 11’li yaşlarda
vulva dediğimiz vajina dudakları büyür, rengi
koyulaşır. Bu sırada iç genital organlar dediğimiz
tüpler ve rahim genişler. Kız çocuklarında rahim
gövdesi ufak, servis denilen rahim boynu göreceli
olarak daha uzundur. Artan estrogen etkisi ile rahim
gövdesi büyür, hamileliğe hazır hale gelir. 10
yaşında erken ergenliğe giren bir kız çocuğu cinsel
ilişkiye girerse hamile kalabilir.
Mesleki kariyerimin başlangıcında yani
bundan on yıl önceki gözlemlerimde kız çocuklarının
memeleri 10–11 yaşlarında gelişmeye başlıyor, 12
yaşında genital kıllar çıkıyor ve 13–15 yaşlarında
adet oluyorlar idi
SORU: 5 Çocukların daha erken yaşta ergenlik
dönemine girmesi ne tür sakıncaları beraberinde
getirebilir?
Çocukların erken ergenliğe girmesinin en
büyük sakıncası boylarının kısa kalmasıdır. Kemikler
büyüme kıkırdağı denilen noktalardan büyürler.
Büyüme kıkırdakları kemiklerin uçlarında bulunur.
Ergenlik çağının sonunda kızlarda salgılanan
kadınlık hormonu estrogen ve erkeklerde salgılanan
erkeklik hormonu testosteron büyüme kıkırdaklarını
kapatır. Büyüme kıkırdağı kapanınca boy büyümesi
durur. Erken ergenlik büyüme kıkırdaklarını
zamanından önce kapatarak çocukların boy büyüme
potansiyelini bitirir. Bu durumu önlemek için
hipofiz bezine etkili ergenliği durdurucu ilaçları
kullanıyoruz. Bu ilaçlar ergenliği geçici bir süre
için durduruyor. Bunlara ek olarak yaptığımız
kalsiyum ve vitamin takviyeleri ile boy büyümesini
maksimum düzeye çıkartıyoruz. Tiroit bezinin yavaş
çalıştığı çocuklarda tiroit hapı tedavisi boy
büyümesini arttırır. Tiroit tembelliği olan çocuklar
mutlaka endokrinoloji uzmanına başvurmalıdırlar.
Erken ergenlik çocuk psikolojisini
derinden etkiler. Erken gelişen bir çocuğu genç kız
gibi gören yaşça büyük ergenler ve yetişkinler onu
bir seks objesi yerine koyabilirler ve kötü
amaçlarına alet edebilirler. Erken serpilen
çocukların daha gösterişli durması bu duruma yol
açabilir. Erken ergenliğe giren çocukların okul
başarılarının daha kötü olduğu tespit edilmiştir. 11
yaşından önce ilk âdetini gören kızlar 15–16
yaşlarına girdiklerinde daha kural tanımaz, daha
kendi başlarına buyruk olurlar. Avrupa’da yapılan
araştırmalarda erken ergenlik çağına giren
çocukların ilk cinsel deneyimlerini daha erken
yaşlarda yaşadıkları görülmüştür. Aynı çocuklar 27
yaşlarında takip edildiğinde eğitim hayatlarının ve
akademik başarılarının oldukça kötü olduğu müşahede
edilmiştir. Aynı kişiler 43 yaşında incelendiğinde
ise daha kısa boylu ve kilolu oldukları bulunmuş,
zayıflamak için diyetisyenden diyetisyene dolaşan
çaresiz insanlar grubundan oldukları anlaşılmıştır.
Görüldüğü gibi erken ergenliğe girmek çocukları
sadece kısa boylu yapmak ile etkilemiyor, tüm
hayatlarının akışını orta yaşlara kadar
karartabiliyor. Erken ergenliğe giren erkek
çocuklarda ise anti sosyal davranış bozuklukları ve
eğitimini tamamlayamama sorunları tespit
edilmiştir.
SORU 6: Yurtdışında veya ülkemizde erken yaşta
ergenlikle ilgili araştırmalar varsa, yazmanızı rica
ediyorum…
Hollanda’da yaşayan Türk çocuklarının
ergenlik gelişimini belgeleyen ve 2005 yılında
basılan çok yeni bir araştırma var. 0–20 yaş
arasındaki 2904 Türk’ün değerlendirildiği bu
araştırmada Türk kızlarda ilk âdetin ortalama 12,8
yaşında gerçekleştiği ve Türk kızlarının aynı
çevrede yaşayan Hollandalı kızlara göre 5 ay daha
önce ergenlik basamaklarını tırmandığı tespit
edilmiştir. Türk çocukları aynı yaştaki Hollandalı
çocuklara göre daha kilolu ve daha kısa boylu
bulunmuştur. Ergenlik çağı sonunda Türk erkek
çocuklarının boy ortalaması 174 cm, Türk kız
çocuklarının boy ortalaması 160 cm olarak
bulunmuştur. Çalışmayı yapan Dr. Fredriks Türk
çocuklarının büyüme eğrilerinin Avrupalılara göre
hazırlanmış grafiklerden değil Türk çocuklarına özgü
grafiklerden hesaplanması gerektiğini söylemiştir.
Türkiye’de Harran Üniversitesinde yapılan
bir araştırma kemik yaşının Türk çocuklarında doğru
hesaplanamadığını ortaya koymuştur. Kemik yaşı için
çekilen filmler bir atlasa bakarak değerlendirilir
ve kemik yaşı tayin edilir. Bu atlas Amerika
Birleşik Devletlerinde 1917 ve 1942 yılları arasında
doğan çocukların kemik filmleri çekilerek
oluşturulan ve uzun yıllardan beri tüm dünyada
kullanılan meşhur bir atlastır. Türk araştırmacılar
yaşları 7 ile 17 arasında olan 225 sağlıklı erkek
çocuğun röntgen filmlerini bugün halen Türkiye’de de
kullanılan meşhur Amerikan kemik yaşı atlasına göre
irdelemiştir. Yapılan karşılaştırma sonucunda
Amerikan kemik yaşı atlasının 7–13 yaşları
arasındaki Türk erkek çocuklarında kemik yaşını
yarım yıl geri gösterdiği tespit edilmiştir. Türk
çocuklarının ergenliğe giriş temposunun Amerikan
çocuklarından farklı olduğu düşünülmüş ve erken
gelişim gösteren çocukların değerlendirilmesinde bu
farklılığın hesaba katılması gerektiği
bildirilmiştir.
Başka bir çalışmada erkek çocukların
ergenlik gelişimi araştırılmıştır. Türk erkek
çocuklarında ergenliğin ilk belirtilerinin 11,6
yaşında genital organlarda esmerleşme ve büyüme ile
başladığı ve 12,2 yaşında pubik kıllanmanın
başladığı bulunmuştur. Genital gelişme ve pubik
kıllanma ortalama 15,7 yaşında tamamlanmıştır. Penis
ve testislerin çocuk görünümünden erişkin şekle
geçiş süresi 4,2 yıl; pubik kıllanmanın tamamlanması
3,6 yıl sürmüştür. Bu süre erkek çocuklarda en fazla
boy büyümesinin olduğu dönemdir.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde yapılan
bir araştırmada ergenliğe erken giren 24 kızın kan
kolesterol düzeyleri ve tansiyonları normal
çocuklardan çok daha yüksek bulunmuştur. Bu
çocukların ileri yaşlarda kalp hastalığı
tehlikesinde oldukları görülerek, bir endokrinoloji
uzmanına muayene olmaları ve kalp sağlığını koruyucu
tedbirleri almaları önerilmiştir.
Belçika’da yapılan bir çalışmada Hindistan
ve Kolombiya gibi üçüncü dünya ülkelerinden göç eden
çocuklarda erken gelişme riskinin 80 kat daha fazla
olduğu bulunmuştur. Bu çocukların %75’inin kanında
DDT seviyesi yüksek bulunmuştur. Böcek öldürücü
olarak kullanılan DDT yiyeceklere bulaşarak insan
vücuduna giriyor. Vücuttaki enzimler DDT’yi DDE adlı
östrojene benzer etki gösteren bir maddeye
çeviriyor. Böylece DDE maddesinin etkisiyle ergenlik
erken yaşta başlayabiliyor. Belçika’da doğup büyüyen
çocukların kanında DDT yoktur, çünkü Avrupa ve
Amerika DDT’nin hem hormonları bozduğunu hem de
kansere yol açtığını 20 yıl önce keşif ederek kendi
ülkelerinde yasaklamışlardır. Ancak az gelişmiş
ülkelerde DDT kullanımı halen daha sürmektedir ve
tarımsal ihracatın serbest bırakılması durumunda
birçok ülkede DDT önemli sağlık sorunlarına yol
açabilir. 20 yıl önce ABD’de yapılan bir çalışmada
emziren kadınların kan ve sütünde DDT seviyesi
ölçülmüştür. 600 kişi üzerinde yürütülen bu
çalışmada kanında ve sütünde yüksek oranda DDT
bulunan annelerin kız çocuklarının diğerlerine göre
ergenliğe 11 ay önce girdikleri tespit edilmiştir.
Sonuçta ABD’de ve Avrupa’da çok uzun zaman önce DDT
yasaklanmıştır.
SORU 7: Erken ergenlikte nasıl bir tedavi
uyguluyorsunuz?
Erken ergenliğin tedavisinde ergenliği ve hormonları
durdurucu tedavi uygulanır. Ben sadece erken
ergenlik teşhisi, gerekli kan ve hormon testlerinin
yapılması aşamasında devreye giriyorum ve bana
başvuran çocukların erken ergenliğe girip
girmediğini tespit ediyorum. Erişkinlere (büyüklere)
yönelik endokrinoloji uzmanı olduğum için böyle
ergenlik durdurucu tedavi gerektiğinde hastalarımı
pediatrik (çocuk) endokrinoloji uzmanına sevk
ediyorum, bu tedaviyi kendim uygulamıyorum.
|